Suriye’ye askeri müdahale olasılığının gittikçe kuvvetlendiği günlerden geçiyoruz.
İşin acı ve sorgulanması gereken yanı, Türkiye’nin savaş tamtamları çalan ülke konumunda olmasıdır.
Türkiye Suriye’ye askeri müdahale yapılmasına öncülük ediyor. Bu konuda ilk günlerde Amerika’dan gelen sınırlı müdahale sinyallerine dahi, “Sınırlı bir müdahale bizi tatmin etmez” Diyerek tavır koyuyor.
Sanki Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinde Eş Başkanlık görevi verdiği Türkiye, bu görevi hak ettiğini kanıtlamanın peşinde.
Bizim bu konuda ki sorunumuz ne?
Sonuçları Türkiye için çok ağır olabilecek, ülkemizin ekonomik dengelerini alt üst edebilecek, binlerce insanın kanının döküleceği, nerede duracağı bilinmeyen ve bölgemizi korkunç bir ateş çemberinin içine düşürebilecek bu müdahalede, bizim hangi haklı nedenimiz var? Anlamış değilim.
Çıkabilecek bu savaşta bizim çıkarımız ne olacaktır?
Şu ana kadar gösterilen tek neden, Suriye’de ki iç savaşta çok sayıda insanın ölmesidir. Eğer çok daha fazla insanın ölebileceği bir savaşı göze almanın tek nedeni bu ise, bu neden inandırıcı gözükmemektedir.
Çünkü çok değil bir buçuk ay önce,masum bir çevre eylemi olarak başlayan ve polisin öldürücü biber gazı ile yaptığı acımasız dağıtma eylemi sonrası büyüyerek tüm Türkiye’ye yayılan eylemleri durdurmak için Hükümetin kendi insanlarına karşı kullandığı biber gazı ve kimyasal madde ihtiva eden su hatırlanmayacak mıdır?
Ölenlerin olduğu ve çok sayıda insanının yaralanarak sakat kaldığı Taksim Gezi Olaylarında acımasızca polis şiddetinin uygulandığı bu ülkenin insanları,komşu ülkede ölenlere gösterilen şefkatin neden bu ülke insanlarına gösterilmediğini sormayacaklar mı?
Komşu ülke Suriye’de ki iç savaşta kullanılan kimyasal silahın hangi tarafça kullanıldığı veya Suriye’ye müdahale için zemin yaratmak üzere kışkırtıcı ajanlarca kullanılıp kullanılmadığı henüz tam olarak aydınlatılamamışken, kimyasal silah kullanılması olası bir müdahale için ne kadar inandırıcı olacaktır?
Ortadoğu’da yeni devletçikler kurarak Ortadoğu’nun haritasını kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeyi amaçlayan Amerika’nın, Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek vermek uğruna bu ülkeyi büyük bir belaya bulaştırmanın vebali çok ağır olacaktır.
Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan’dan başka Ortadoğu’da ki hiçbir Arap ülkesinin destek vermediği, hatta karşı çıktığı bu savaşı kışkırtmak, tüm bölge ülkelerinin düşmanlığını da beraberinde getirecektir.
Türkiye BüyükMillet Meclisi’nden dahi onay almaya gerek görmeden böyle amaçsız bir savaşa bulaşmak demek, Sevr’de başarılamayan ülkemizinparçalanarak paylaşılmasına zemin hazırlamak demektir.
Kendi insanını doyuracak tarım üretiminden dahi kopartılmış, yerli ilaç sanayii çökertilerek dışa bağımlı hale getirilmiş bir ülkenin,savaş sırasında yaşanabilecek muhtemel ambargoları da hesaba katmadan, kendisi için gereksiz böyle bir savaşı göze alması akıl alacak iş değildir.
Yukarıdaki sorular cevap bulmadan bölgeyi kana bulayacak bir savaş için öne sürülen bu insani neden yeterli değildir.
Hele de bir süre önce demokrasi getirmek iddiası ile Amerika tarafından işgal edilen Irak’ta, bir milyona yakın Müslüman’ın ölmesine, binlerce kadın ve kızın ırzına geçilmesine seyirci kalan Türkiye için,komşu bir başka ülkenin iç savaşında insanlar ölüyor diye böylesine tehlikeli bir savaşı göze almasının hiç bir inandırıcı yanı yoktur.
O halde, zaman kaybetmeden birileri çıkıp, bu işte bu kadar iştahlı oluşumuzun gerçek nedenlerini bu ülkenin insanlarına anlatmalıdır. Hatta anlatmak da yetmez, ikna etmelidir.
Bu savaşta ölecek gençlerimizi hangi haklı nedenlerle feda edeceğiz?
Milyonlarca dolara mal olabilecek bu savaşı neden istediğimizi bilmek istiyoruz.
Umarım, çok geç olmadan uyarılar dikkate alınır ve bu tehlikeli maceradan geri dönülür.
Bu umutların boşa çıkmadığını göreceğimiz bir hafta dileğiyle...